3.01.2011

Kayayı İtmek

Kayayı İtmek

 Fakir bir genç adam geceleyin kulübesinde uyurken, uyku ile uyanıklık arasında odasının ışıkla dolduğunu gördü. Gaipten gelen bir ses ona söyle dedi: “Bundan böyle Allah için çalışacak ve kulübenin önündeki büyük kayayı bütün gücünle iteceksin!” Bunun Allah'tan gelen bir emir olduğuna inanan adam, ertesi sabah kayayı itmeye başladı. Daha ertesi gün, ve izleyen haftalar... günesin doğusundan batısına kadar tası itti durdu. Aylar süren uğrası sırasında kaya yerinden bile kımıldamadı. Adam gece kulübesine yorgun-argın dönerken, gününün boşa geçtiğini düşünüyordu artık. Onun şevkinin kırıldığını hisseden şeytan kalbine vesveseler vermeye başladı: “Ne kadar zamandır bu kayayı itip duruyorsun, bir milim bile kımıldamadı. Kendine bunun için niye yazık ediyorsun? Onu yerinden oynatman zaten mümkün değil, vs.” Böylece, gence görevi yerine getirmesinin imkansız olduğunu, dolayısıyla başarısızlığa uğradığı duygusunu asılamaya çalıştı. Bu tür düşünceler onun şevkini daha da kirdi ve ümidini gitgide yitirdi. “Doğru ya, kendimi bu is için niye paralıyorum ki?” diye kendi kendisine söylendi. “Bundan sonra azıcık bir kuvvet harcayacağım. Bu da yeter de artar bile. Koca kaya yerinden kımıldamayacağına göre.” Ve kararını duasında Allah'a bildirdi. “Allahim, uzun zamandır durmadan dinlenmeden Senin dediğin gibi hareket ettim. Bütün gücümle istediğin seci yaptım. Her gün yoruluyorum, ama kayayı bir milim bile kımıldatamıyorum. Neden böyle? Neden başaramıyorum? ” Gaipten bir ses şefkatle cevap verdi: “Ey kulum, uzun zaman önce sana emrime uymamı istediğimde kabul etmiştin. Sana görevinin kayayı bütün gücünle itmek olduğunu söylemiştim, ve sen de yapmıştın. Ben sana hiçbir zaman onu yerinden oynatmanı beklediğimi söylemedim ki! Senin görevin onu itmekti. Simdi gücünün tükendiğini, başarısızlığa uğradığını söylüyorsun. Kendine bir bak bakalım. Kolların daha da güçlendi, pazularin büyüdü. Sırtın ağırlığa dayanıklı hale geldi. Bacakların kalınlaştı ve kuvvetlendi. Taşı itmeye başladığından çok daha kuvvetlisin simdi. Evet, kayayı kımıldatamadın. Ama senden istenen emre itaat etmen ve onu sadece itmendi. Kayayı yerinden oynatacak olan Bendim.” Hatasını anlayan genç, ertesi gün kendi görevinin kayayı yerinden oynatmak değil, onu var kuvvetiyle itmek olduğunu düşünerek verilen görevi yerine getirdi. İkinci gün, üçüncü gün derken, kaya birden yerinden kımıldadı. O zaman kayayı yerinden kımıldatanın kendisi değil Allah olduğunu anladı. Biraz daha uğraştığında, kaya biraz daha oynadı ve kenara yuvarlandı. Altından da kendisine ömür boyu yetecek kadar büyük bir hazine çıktı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder