1.02.2011

Amaçlarımız…(Öğrenciler İçin )

AMAÇLARIMIZ…


Kaan o gün de sınıfta düşük not almıştı ve sonucu ailesine nasıl söyleyeceğini bilemiyordu. Aslında bu durumundan hiçte hoşlanmıyordu. Sadece okuldaki dersler olsa yine bir şeyler yapar geçer not alırım diyordu ama önünde koskoca bir SBS sınavı vardı ve ne yapacağını bilemiyordu. Bu durum onu kara kara düşündürüyordu.
Ailesinin ekonomik durumu çok iyi sayılmazdı. Onun için yaptıkları fedakârlıkları da düşündükçe içten içe suçluluk duyuyordu. Kendisi de anlamıyordu, onun da herkes gibi geleceğe dair beklentileri ve hedefleri vardı ama içinden bir türlü çalışmak gelmiyordu. Okulun bahçesinde derin derin düşünürken etrafında olan bitenden habersizdi. Arkasından bir ses ‘Kaan’ diye çağırıyordu. Dönüp baktığında sesin sahibinin okulun en popüler ve en çok sevilen öğretmenlerinden Yusuf Öğretmen olduğunu gördü. Koşarak öğretmeninin yanına gitti.
-          ‘Kaan seni çok düşünceli gördüm, bir sorun mu var’ diye sordu Yusuf Öğretmen. Kaan ilk başta,
-          ‘Hayır, öğretmenim yok’ dese de öğretmeni biraz üsteleyince “ var öğretmenim ama ne yapacağımı bilemiyorum” diyerek başını öne eğdi. Yusuf Öğretmen;
-          ‘Sorunlar bizim için var Kaan, sorun varsa çözümü de sırtında taşır elbet. Hem biz öğretmenlerine anlatmayacaksın da kime anlatacaksın’ diyerek öğrencisinin başını okşadı.
-          ‘Sorun derslerden başarısız olmam ve ailemin benim için onca emek vermesine karşın onlara karşı sorumluluklarımı yerine getirememiş olmam’ dedi öğretmenine Kaan.
-          ‘Peki sana göre sorun nedir, yani ders çalışman konusunda önünde duran en büyük engel nedir? ’
-          ‘Bilmiyorum öğretmenim, ama her ne ise canımı çok sıkıyor bu durum’ diyerek üzüntüsünü dile getirdi.
-          ‘Bu konuda okulumuz rehberlik servisinden yardım istedin mi? Sorunun çözümünde Murat Öğretmen bize yardımcı olabilir, ne dersin uzun teneffüste yanına gidelim mi?’ diye sordu Kaan’a…
-          ‘Tamam, öğretmenim gidelim’ dedi.
Kaan ve Yusuf Öğretmen teneffüste rehberlik servisinde buluşmak üzere ayrıldılar…
                Murat Öğretmen,Yusuf Öğretmeni ve Kaan´ı kapıda karşıladı ve  sohbet başladı. Yusuf Öğretmen “ Aslında buraya gelmemizin sebebi Kaan’ın derslerinde istediği sonuçları alamaması ve bundan duyduğu rahatsızlık” dedi. Murat Öğretmen “Sorunun çözümü için yolun yarısını zaten aşmışsınız dediğinde Kaan, Murat Öğretmene şaşkın şaşkın baktı.Murat Öğretmen,Kaana " insanların en büyük sorunu, aslında sorunlarını tam anlamıyla tanımlayamamış olmalarıdır. Eğer sorunun ne olduğunu bilirsen geriye sadece çözmek için ne yapmak gerektiği kalır"dedi. Buraya her gün onlarca öğrenci gelir ve benden ders çalışma programı hazırlama konusunda ricada bulunurlar. Bende ‘tamam’ derim. Ama öncesinde neden bir ders çalışma programına ihtiyaç duyduklarını merak ederim (Çünkü çalışma programı bir araçtır, asıl olan bizim amaçlarımızdır. Lakin ortak yanılgımız araçları amaç haline getirmek, yani ders çalışma programını hedefe ulaşmak için bir araç olarak değil de bir amaç olarak görmek.) Genelde verilen cevaplar üç aşağı beş yukarı aynıdır. Derslerimde başarılı olmak…( Derslerinde başarısız olmak için hiç gelen olmadı tabiJ)
                -‘Sahi Kaan senin beklentin nedir?’ diye sorunca, Kaan 
                -‘Öğretmenim bende herkes gibi derslerimde başarılı olmak istiyorum ama bu konuda işler bir türlü istediğim gibi gitmiyor’ dedi.
                -‘Derslerde başarılı olmak çok muğlâk bir ifade’ diye söze girdi Yusuf Öğretmen. ‘ Okulumuzda altı yüzün üzerinde öğrenci var ve derslerinizde başarılı olmak ister misiniz diye sorsak herkesin vereceği cevap aynıdır: EVET İSTERİZZZZZZ. Ancak alınan notlara bakıldığında durumun hiç de öyle olmadığı apaçık ortada. Peki, başarılı öğrenci ile başarısız öğrenci arasındaki fark nedir?
                -‘Bende bu konudan bahsedecektim’ diyerek tekrar sözü aldı Murat Öğretmen..
Başarılı öğrenci ile başarısız öğrenci arasındaki en önemli fark HEDEF ODAKLI ÇALIŞMAKTIR.
-Derslerimde başarılı olmak istiyorum- bir hedef değildir. Hedef gözlemlenebilir ve ölçülebilir olmalı ve öğrenciye yön bulma konusunda bir ışık tutmalıdır. Kaan’ın sorununun temelinde yatanda bu; HEDEF ODAKLI ÇALIŞMAMAK.
Gideceğin yeri bilmezsen varacağın yerin bir önemi yoktur. Bir gün sormuşlar karıncaya, ‘nereye gidiyorsun’ diye. O da ‘ Mekke’ye hacca gidiyorum’ demiş. Bunu duyan diğer karıncalar patlatmışlar kahkahayı. Ne olduğunu anlamaya çalışan karınca ‘ neden gülüyorsunuz?’ diye sormuş. Onlar da ‘ senin ömrün yetmez oraya gitmeye’ diyerek gülmeye devam etmişler. Bu durumdan rahatsız olan karınca onlara dönmüş ve ‘Gidemezsem de o yolda ölürüm’ demiş.
                -‘Çok güzel bir hikâye’ diyerek söze giren Yusuf Öğretmen ‘ Aslına bakarsanız benimde bununla ilgili sizinle paylaşmak istediğim bir hikâye var; Anadolu’nun şirin bir kasabasında bir kış gününde öğretmen sınıfında ders işlerken dışarıda çok güzel kar yağıyordu. Doğa adeta bembeyaz bir örtüye bürünmüştü. Bu güzel manzaranın tadını çıkarmak isteyen öğrenciler ve öğretmenleri beraber dışarıya çıktılar, öğretmen öğrencilerinden sıra olmalarını ve dümdüz karşıya doğru yürümelerini istedi. Aradan biraz zaman geçtikten sonra Ahmet dışındaki öğrenciler sağa sola doğru zikzaklar çizerek ilerlemeye başladılar. Öğretmen Ahmet’i yanına çağırır ve bir tek kendisinin dümdüz yürüyebildiğini, bunu nasıl yaptığını sorar. Ahmet öğretmenine ‘siz bizden dümdüz yürümemizi istediğinizde ben kendime şu karşımda duran ağacı hedef olarak seçtim ve sadece ona odaklanarak yürüdüm’ der.
Evet, buradan çıkaracağımız ders, insanın hayata dair hedefleri olmalı ve belirlediği hedefler deniz feneri misali yoluna ışık tutmalı, yolunu kaybettiğinde ona kim olduğunu ve ne yapmak istediğini hatırlatmalıdır.
Bundan sonra geriye hedeflere ulaşmak için uygun çalışma stratejilerini belirlemek kalıyor.’ diyerek saatine bakan Yusuf Öğretmen ders zilinin çalacağını söyledi.
                Murat Öğretmen “Madem hikâyelerle başladık o halde konuşmamızı yine bir hikâye ile bitirelim. Bir kayıkçı varmış. İşi, yolcuları kayığı ile nehrin karşı kıyısına geçirmekmiş. Adamın kayığının küreklerinden birinde İNANÇ diğerinde ÇALIŞMAK yazıyormuş. Bu sözleri küreklerine niçin yazdığını soranlara şunu diyormuş: ‘Nehirden geçmek için her iki küreğe de ihtiyacım var. Çalışmaksızın inanç, inanç olmadan da çalışmak bir işe yaramaz. Bunlardan birinin eksikliği tek kürekle kayığı yüzdürmeye çalışmak gibidir. O zaman sürekli kendi etrafında döner. Hedefe asla ulaşamaz. Başarıya ulaşmak için bunların ikisine de ihtiyacımız vardır. Yoksa olduğumuz yerde sayarız.”
                Konuşma boyunca öğretmenlerini dikkatle dinleyen Kaan sorunun çözümüne ilişkin dikkate değer dersler çıkartmış olacak ki omuzlarının duruşu ve bakışları değişmiş, gözlerinde yeni bir şeyleri keşfetmenin vermiş olduğu pırıltı görülür olmuştu. Öğretmenlerine ‘ Buraya gelene kadar sorunumun tam olarak ne olduğunun bile farkında değildim. Ama şimdi kendi sorunlarımın ve beraberindeki çözüm önerilerinin ne olduğunu biliyorum. Ve bildiklerimi en kısa zamanda uygulamaya koyacağım. Bana verdiğiniz destekten dolayı sizlere ne kadar teşekkür etsem azdır’ diyerek ayağa kalktı. Yusuf Öğretmen;
-          Sen bize derslerinde ve SBS’ de başarılı olarak zaten teşekkür etmiş olacaksın’ dedi…

“BÜTÜN BÜYÜK ZAFERLER ÖNCE ZİHİNDE KAZANILIR.”
Kişisel ve Manevi Gelişim  Okunma: 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder