15.02.2011

Peki şimdi ne olacak?



İbrahim Karagül
ikaragul@yenisafak.com.tr
15 Şubat 2011 Salı
Peki şimdi ne olacak?


Değişim, darbe ve isyan dalgalarının giderek güç kazandığı, önüne çıkan herkesi silip süpürdüğü Ortadoğu'da, perde gerisindeki kirli pazarlıklar üzerinden değişimi yönetmeye çalışanlar hepimize, hiç de hoşlanmayacağımız, bir yol haritası mı dayatıyor?

Sistemin bekası, Batı'nın yüksek çıkarları ve İsrail'in güvenlik kaygılarına göre biçimlendirilip pazarlanan bu paket, değişimi etkisiz hale getirebilecek mi yoksa bir çoğu gibi çöpe mi atılacak?


Hüsnü Mübarek; "önümüzdeki seçimlerde aday değilim, talepleri haklı buluyorum, değişim gerçekleşecek" dedi ama çekilmeyi reddetti. Başaramadı, gitti. Birince formül buydu ve herkes destekledi.

Yetkilerinin büyük bölümünü devralan "CIA'nın Kahire'deki adamı" Ömer Süleyman İsrail'e; "Sina bölgesini Filistinliler'den temizleyeceğim" güvencesi verdi. Bütün pazarlıklara rağmen o da tutunamadı ve gitti. İkinci formül onun üzerine kuruldu, o da tutmadı.

Ordu; göstericiler geçiş sürecini tanımazsa darbe yapacağı tehdidinde bulundu. Geri adım atılmadı. Geçiş süreci projesi çöktü. Yeni bir süreç başladı ve Mısır'da iktidar orduya devredildi. Üçüncü formül devreye girdi.

Müslüman Kardeşler o günlerde çok önemli bir açıklama yaptı: "Ordu darbe yapabilir. Sorun devlet başkanı değil rejimin kendisi" dedi. Bu mesaj pek iyi algılanamadı. Açıklama yapılırken inanılmaz bir mücadele veren kitleler "Mübarek gitsin de ne olursa olsun" mantığıyla aslında rejimle hesaplaşma gibi esaslı bir hedeften yoksun görüntüsü verdi, orduyu alkışladı.
 
 

Kişisel ve Manevi Gelişim Okunma:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder