22.12.2010

Çok Güzel Bir Hikaye... Nasıl Pozitif - İyimser olabiliriz ???

Çok Güzel Bir Hikaye... Nasıl Pozitif - İyimser olabiliriz ???
Michael herkesin imrendiği biriydi. Her zaman
neşeliydi ve
Çevresine hep olumlu şeyler söylerdi.
Birisi ona nasıl olduğunu sorduğunda:
'Daha iyi olamazdım' diye yanıtlardı. Doğal bir motivatördü.
Eğer çalışanlardan birisi işyerinde kötü bir gün geçirmişse, Michael, ona,
Durumun olumlu taraflarına bakmasını söylerdi.

Michael’ın bu tarzı beni çok
meraklandırdı, ve bir gün Michael'a gidip sordum;
'Anlamıyorum! Her zaman nasıl bu kadar pozitif biri
Olabiliyorsun? Bunu nasıl yapıyorsun?

Michael yanıtladı:'Her sabah kalktığımda kendime diyorum ki:
'Bu gün iki seçeneğin var: ya iyi bir ruh halinde olabilirsin ya da kötü bir ruh
halinde, seçimini yap. Ben de iyi bir ruh halinde
olmayı tercih ediyorum. Kötü bir şey olduğunda, ya kendimi
kurban olarak görebilirim ya da bu durumdan bir şey öğrenebilirim. Ben de
bir şey öğrenmeyi tercih ediyorum. Ne zaman birisi bana derdini
anlatsa, onu sadece dinleyebilir, ya da hayatin olumlu taraflarını
gösterebilirim. Ben de ikincisini tercih ediyorum.

İtiraz ettim:
'Hayır, bu kadar da basit değil'.
'Evet, bu kadar basit', Michael yanıtladı ve devam etti:
'Yasam seçeneklerden ibarettir. Gereksiz ayrıntıları bir
kenara bıraktığında her durumun bir seçenek olduğunu görürsün. Olaylara
nasıl tepki vereceğini sen seçersin. İnsanların senin ruh halini nasıl
etkileyeceğini kendin seçersin. Nasıl bir ruh hali içinde olacağını kendin
Seçersin. Hayatini nasıl yasayacağın da senin seçimine bağlıdır'.


Michael’ın söyledikleri üzerinde uzun uzun düşündüm. Bir süre sonra kendi
İsime başlamak için işyerinden ayrıldım. Birbirimizle teması kaybettik,
fakat hayat hakkında bir seçim yapacağım sırada sık sık onu ve hayata
bakış şeklini düşündüm. Bir kaç yıl sonra, Michael’ın ciddi bir is kazası
geçirdiğini duydum. 18 saatlik bir ameliyat ve yoğun bakımdan sonra,
Michael sırtına yerleştirilmiş demir çubuklarla hastaneden taburcu edilmişti.

Kazadan 6 ay sonra Michael’ı gördüm. Kendini nasıl
hissettiğini sorduğumda, 'daha iyi olamazdım, yara izlerimi görmek ister
miydin?' diye sakayla karışık yanıtladı. Teklifini reddettim, ama kaza
esnasında beyninden neler geçtiğini kendisine sordum. Michael yanıtladı
'İlk aklıma gelen şey yeni doğacak kızımın sağlığı oldu.
Yerde yatarken iki seçeneğim olduğunu düşündüm. Ya
yasayacaktım, ya da ölecek. Ben yasamayı tercih ettim'.
'Korkmadın mı? Bilincini kaybetmedin mi?' diye sordum. Michael yanıtladı:
'ilkyardım görevlileri bana sürekli düzeleceğimi söylediler. Fakat hastaneye
getirildiğimde, doktorların hemşirelerin yüzlerindeki ifadeyi görünce
Gerçekten korktum. Gözleri adeta benim öldüğümü haykırıyordu. O anda bir
şeyler yapmam gerektiğini anladım'. 'Ne yaptın?' diye sordum.

Michael
yanıtladı: 'iri cüsseli bir bayan hemşire bana sürekli sorular soruyordu.
Benim herhangi bir şeye karsı alerjik olup olmadığı mı?
sordu. 'Evet, yerçekimine karşı alerjim var' diye bağırdım. Gülüşmeleri
üzerine onlara dedim ki; ben yasamayı seçiyorum.
Beni ölü biri gibi değil canlı birisi gibi ameliyat edin!'.

Michael hem doktorlarının yeteneği, hem de inanılmaz tavrı sayesinde
yasamayı basardı. Her gün hayati dolu dolu yasamak için seçme hakkimiz
olduğunu ondan öğrendim. Yasama olan tavır ve bakış açımız her şeydir.
'Bu nedenle yarın için üzülmeyin, bırakın yarin kendisi için
üzülsün. Her geçen günün kendine yetecek kadar derdi vardır'.

Kaldı ki,
bugün, dün kaygılandığınız yarındır.
Simdi iki seçeneğiniz var.
1. Bu hikayeyi unutmak, ya da,
2. Bu hikayeyi umursadığınız insanlara yollamak..