31.12.2010

Noktalama İşaretleri (Noktalama İmleri)


Noktalama İşaretleri (Noktalama İmleri)

NOKTALAMA İŞARETLERİ ya da noktala ma imleri yazılı anlatımda kullanılır. Sözlü anlatımda, bir başka deyişle konuşurken el, yüz ve gövde hareketleriyle sözcüklere ya da cümleye fazladan bir anlatım olanağı kazandı­rırız. Öfkemizi, sevincimizi, kederimizi, şaş­kınlığımızı, kısacası bütün duygularımızı anla­tırken yüzümüzün çizgileri değişik bir biçim alır. El, kol hareketleri birçok konuda anlatı­mımıza yardımcı olur. Bu tür hareketler mimik ve jest diye adlandırılır. Bunun dışında vurgu ve ton da sözlü anlatıma yardımcı olan öğelerdir. Yüksek sesle ya da fısıltıyla konuş­mak, bir sözcüğün hecelerini basa basa söyle­mek anlatımımıza olanaklar sağlar. Cümle bittiği zaman biraz durmak, sözcükleri sıralar­ken ara vermek anlatımımıza açıklık kazandı­rır. Bunların tümünü yazılı anlatımda belirt­meye olanak yoktur, ama noktalama işaretle­riyle bu sorun büyük ölçüde çözümlenir. Yazılı anlatımda kullanılan noktalama işaretleri yanlış anlaşılmayı, anlam kaymasını önler. An­latıma açıklık ve anlaşılırlık kazandırır.
Dilimizde noktalama işaretlerinin kullanıl­ması Tanzimat edebiyatı döneminde başladı. Daha sonra Edebiyat-ı Cedide akımı sanatçı­ları noktalama işaretlerini daha özenle kullan­dılar, edebiyat ve basın dünyasında da nokta­lama işaretleri kullanımının yerleşmesini sağ­ladılar.
Türkçe'de kullandığımız başlıca noktalama işaretleri şunlardır: Nokta ya da durak (.); üç nokta ya da susma işareti (...); soru işareti ya da soru noktası (?); ünlem işareti ya da ünlem noktası (!); çift nokta (iki nokta, iki nokta üst üste) ya da açıklama noktası (; virgül (,); noktalı virgül (; bağlama çizgisi (kısa çizgi) ya da birleştirme çizgisi (-); uzun çizgi ya da konuşma çizgisi (—); noktalı çizgi (.-); tırnak işareti (" "); tek tırnak (' '); ayraç ya da parantez ( ( ) ); köşeli ayraç ya da köşeli parantez ( [ ] ); eğik çizgi (/); sayfayı çeviriniz işareti ya da yazının sürdüğünü belirten işaret (./ ya da ./.); dipnot işareti ya da yıldız (*); paragraf işareti ya da çengel (§); üç yıldız işareti (***); sıra noktalar (.................. ).
Kesme ( ' ) ve düzeltme ya da inceltme ( ) işaretleri sözcüklerin yazımı ile ilgili oldukla­rından noktalama işaretleri dışında kalır (bak. yazım kuralları).
• Noktanın (.) kullanıldığı yerleri şöyle sırala­yabiliriz:
1- Tam, bitmiş cümlelerin sonunda:
Uykusu gelince kitabı kapatıp yattı. Az sonra yağmur boşanacak.
2- Cümle değerinde olan anlatımların sonunda:
Peki. Olur. Evet.
3- Kısaltmalarda:
T.B.M.M., Dr., Öğt.
4- Konuları numara sırasıyla belirtmek için
kullanılan harf ya da rakamlardan sonra:
A., 1., III.
5- -inci, -nci ekinin yerine rakamlardan sonra:
II. Mehmed, 20. sayfa, I. Dünya Savaşı
6- Tarih atarken gün, ay ve yıl gösteren
rakamlar arasında:
29.X. 1923
7- Belli bir saat ve dakikayı gösterirken:
09.15'te, 19.30'da
8- Sayılarda haneleri üçer üçer ayırmak için:
875.956 142.690.000
9- Sayılar arasında çarpı işareti yerine:
9 . 12=108 Noktadan sonra gelen cümlenin büyük harf ile yazıldığını unutmamak gerekir.
• Üç nokta ya da susma işaretinin (...) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Çeşitli nedenlerle tamamlanamayan ya da
tamamlanmasına gerek duyulmayan cümlelerin sonunda:
Bu güzel çiçeklere hiçbir yerde rastlaya­mazsınız. Özenle yapılmış bahçelerde bile...
2- Bir dizi ad, nitelik, olay sıralandıktan sonra
bunların benzerlerinin de olduğunu, ama
cümlede belirtilmediğini göstermek için:
Kıra giderken her şeyi yanlarına aldılar; yiyeceklerini, bisikletlerini, toplarını...
3- Söylenmek istenmeyen sözcükler yerine:
Siz E...'nin ne kadar tembel olduğunu bilmezsiniz.
Pissu çukuru taşmış, ortalığı ... götürü­yordu.
4- Cümleler arasında uzunca bir duraklama
olduğunu ya da cümlede anlatılan durumun
sürüp gittiğini belirtmek için:
Durmadan gidiyorduk... Sonunda köye vardık.
İlkbahar, yaz, sonbahar geçer ve yeni­den kış başlar...
5- Alıntılarda, kullanılmayan bir önceki cümleyi belirtmek için:
... Bu temel senin en kıymetli hazinen­dir. (K. Atatürk)
• Soru işaretinin (?) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Soru sorulan ya da soru anlamı içeren
cümlelerde:
Nereden gelip nereye gidiyorsun? Futbol maçına mı gitmek istersin, tenis karşılaşmasına mı? Sonra?
2- Kesinliği kuşkulu olan, iyi bilinmeyen
bilgilerden sonra ayraç içinde ya da ayraçsız
olarak:
Bazı yerlerde ise köyün nüfusu 1.432 (?) olarak gösteriliyor.
3- Soru niteliği ağır basan cümlelerde ünlem
belirtilmek istendiğinde soru ve ünlem işareti
birlikte kullanılabilir:
Demek bizi bırakıp gideceksin?! •
Ünlem işaretinin (!) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- İçinde ünlem sözcüğü bulunan cümlelerde:
Ay! İçime fenalık geldi. Ah, elim yandı! Hey çocuklar gelin!
2- Şaşma, acıma, alay, küçümseme gibi duyguları belirten cümlelerin sonunda ya da bu
tür duyguları belirtmek için bir sözcükten sonra ayraç içinde:
Zavallının yiyecek bir lokma ekmeği yoktu!
O gölgesinden bile korkar! Kendisi çalışkan (!) olduğu için ders dinlemeye gerek görmez. Parası yokmuş, ama zengin (!) adam-_mış.
3- Ünlem niteliği ağır basan soru cümlelerin­de ise hem ünlem, hem soru işareti kullanıla­bilir:
Yangın mı var yoksa!? • Çift nokta (iki nokta, iki nokta üst üste) ya da açıklama noktasının (
1- Açıklama yapılan ya da açıklama gerektiren madde başlıklarından sonra:
Karbon Monoksit: Kimyasal formülü CO olan renksiz ve kokusuz bir gazdır.
2- Açıklama gerektiren bir cümleden sonra:
Bu yörede yetiştirilen başlıca ürünler şunlardır: buğday, arpa, yulaf ve mısır. Göl için şöyle bir tanım verebiliriz: Kara ile çevrili büyük su birikintilerine göl deriz.
Dikkat ederseniz birinci örnekte iki nokta­dan sonra küçük harfle, ikinci örnekte ise büyük harfle başlanmıştır. İki noktadan sonra bir sıralama söz konusu ise küçük harfle, bir cümle ya da cümle değerinde bir anlatım söz konusu ise büyük harfle başlamak gerekir. İki noktadan sonra gelen özel isimler her zaman olduğu gibi büyük harfle başlar.
3- Birkaç olasılığın olduğunu, bir sıralama
ya da bölümleme yapılacağını belirtmekiçin:
Necati Cumah'nın çalışmalarını dört öbekte toplayabiliriz: 1. Şiir, 2. Roman ve öykü, 3. Oyun, 4. Düz yazı.
4- Bir cümleye bağlı olarak, bir kimseden
olduğu gibi aktarılmış ve tırnak içinde gösterilmiş alıntılardan önce:
Çocukları çok seven ve çocuklara çok değer veren Tevfik Fikret bir şiirinde şöyle der: "Siz ey feza-yı ferdanın küçük güneşleri."
5- Bir kişi ya da kişilerin konuşacağını anlatmak için konulan uzun çizgi ya da konuşma
çizgisinden önce:
Öğretmen:
—Bugün hava güzel, dedi. Dersimizi bahçede işleyelim mi? Bütün sınıf:
—İşleyelim öğretmenim! diye bağırdı.
6- Matematikte, bölme işleminde bölünen ile
bölen arasında:
36:4=9 120:6=20
• Virgülün (,) kullanıldığı yerleri şöyle sırala­yabiliriz:
1- Çeşit ya da görev bakımından birbirinin
aynı olan sözcüklerin arasına konur:
Kitabı eline aldı, açtı, okudu ve bir kenara bıraktı. (Fiiller arasında) Gazete, radyo, televizyon kitle iletişim araçlarındandır. (Özneler arasında) Kedileri, köpekleri, kuşları, atları se­verdi. (Nesneler arasında) Defterini odada, salonda, okulda ara­mış. (Tümleçler arasında) Temiz, düzenli, çalışkan ve sevimli bir çocuktur. (Sıfatlar arasında)
2- Çeşit ya da görev bakımından birbirinin
aynı olan sözcük öbekleri arasına konur:
Çiçek vazoları, kül tablaları, sehpa ve masaların üstleri hep camdandı. Şuraya güzel görünüşlü bir bitki, oymalı bir dolap, renkli bir resim konabilir.
3- Sıralı cümlecik ya da cümleleri ayırmak
için:
Kuşlar, balkonun bir kenarına bırakılan ekmek kırıntılarını yemek için önce balkonun demirlerine konar, dikkatle çevreyi kolaçan eder, sakınarak balko­na atlar ve kırıntıları yemeye koyulur­lardı.
4- Anlama güç katmak için kullanılan yineleme sözcüklerini, sözcük kümelerini ayırmada
ya da kendinden sonra gelen cümlenin anlatımını belirginleştiren sözcüklerden sonra
konur:
Kaptan, o eski deniz kurdu, teknelere doğru baktı.
5- Özellikle belirtilmek istenen özne ve tümleç gibi öğelerden ya da yüklemden uzak
kalmış özneden sonra:
Tren, yalçın kayaların arasından geçip birden cennet gibi bir vadiye ulaştı. Kent, gittikçe kalabalıklaşan nüfusu ve betonlaşan görünümüyle insanları boğ­maya başlıyor.
6- Cümlede araya konan açıklayıcı söz öbeklerinin, cümleciklerin başında ve sonunda:
Atletizmin hız koşuları dalındaki takım yarışmaları, 4x100 ve 4x400 bayrak yarışları, bireysel çabayı ve takım ola­rak uyumlu olmayı gerektirir. Şiir, insanlığın tanıdığı belki de bu en
eski edebiyat sanatı, günümüzde de ilgi çekiyor ve gündemde kalıyor.
7- Seslenme sözcüklerinden sonra:
Kardeşim, sana uzun süredir mektup yazamadım.
Çocuklar, siz biraz oyalanın ben şimdi dönerim.
Sayın okurlar, şimdi size ilginç bir öykü aktaracağım.
8- Tırnak içine alınmamış konuşma cümlesinden sonra kullanılan demek fiilinden ve "diye" ulacından önce:
Ben bu işte yokum, dedi.
Buyrun, yemek hazır, diye seslendi.
Koyunlar kaçmış, diye bağırıyordu.
9- Cümlede bir ismin başına rastlayan isimleşmiş sıfatları ayırarak bir anlam kaymasına ya
da kargaşasına engel olmak için:
Küçük, camlı bir dolap aldım. ("Kü­çük" olan cam değil dolaptır.) (Küçük ve camlı bir dolap aldım.) Yabancı, şoföre yol soruyordu. ("Ya­bancı" olan şoför değil bir başka kişi­dir.) (Yabancı bir kimse şoföre yol soruyordu.)
10- Özellikle konuşma sırasında çok kullandığımız ara cümleleri yazılı bir metinde kullandığımız zaman asıl cümleden ayırmak için.
Burası kayalık ama, kim ne derse desin, bayağı güzel bir yer. Çocuk, Allah esirgesin, hastalanıp ya­tarsa bakacak kimsesi yok.
11- Ondalık sayılarda kesirleri belirtmekte:
12,200 kg, 24,360 km, 1.475,50 TL. • Noktalı virgülün ( kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Sıralı cümleler arasında:
Çoğu benekli, uzun kulaklı cins köpek­ler; bir gözü yeşil, bir gözü mavi, az bulunan cinsten Van kedileri; tüyleri renk renk muhabbet kuşları her yanını doldurmuştu.
2- Fakat, ama, çünkü, bunun için, öyleyse,
oysa gibi sözcüklerden önce ya da bu sözcükler yerine:
Denize bir tek bu yolla inilir sanıyor; oysa çalıların arasında bir yol daha var. Çok güneşte kalma; hasta olursun. (Çok güneşte kalma, çünkü hasta olursun.)
Bu su pis gibi görünüyor; tertemizdir ve içilebilir. (Bu su pis gibi görünür, ama tertemizdir ve içilebilir.)
• Kısa çizgi, bağlam», ya da birleştirme çizgisinin (-) kullanıldığı yerleri şöyle sıralaya­biliriz:
1- Satır sonunda bitmeyip alt satıra dönen
sözcüğün hecelerini ayırmak için:
İnsanların bazı bulaşıcı hastalıkları ge­çirmekle o hastalıklara karşı direnç ka­zandıklarını gören bilim adamları, bu doğal bağışıklığı yapay yoldan yaratma­nın çarelerini aradılar.
2- Yeni Türk alfabesiyle aktarılan eski metinlerdeki Arapça ve Farsça tamlamalarda:
İlm-i kimya (Kimya bilimi), Tarih-i Kadim (Eski Tarih).
3- Bir olayın, durumun başlangıcını ve sonunu
gösteren tarihler ve sözcükler arasında:
1923-38 arası tarihimizde Atatürk döne­mi olarak adlandırılır. Trabzon-Erzurum Karayolu oldukça tehlikelidir.
4- İki ulus, iki kavram arasındaki ortaklığı, iç
içeliği göstermek için:
Camiler Türk-İslam sanatının simgesi sayılır.
Birçok olayı görme-işitme yoluyla algı­larız.
5- Karşıtlıkları belirtmek için:
Yüzyıllar boyu din-bilim tartışması sü­regelmiştir.
Güney Afrika'da Siyah-beyaz ayrımı ça­tışmalara yol açıyor.
6- Dilbilgisi incelemelerinde kök ve gövdelerin sonuna, eklerin başına konur:
göz-, yaz-, çevir-, güzelleş-, tozlan- kök ve gövdeleri... -il, -leş, -di ekleri...
7- Cümle içinde bazı ayrıntıları, açıklayıcı bil-
gileri belirtmek için:
İlkbahar ile sonbahar -geçiş mevsimi ol­duğu için- insan sağlığı açısından önemli mevsimlerdir.
Irmağı aşmak için -geçen hafta kabaran sular eski köprüyü yıkmıştı- köylüler halattan bir köprü kurmuşlardı.
• Uzun çizgi ya da konuşma çizgisinin (—) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Konuşmaları belirtmek için:
Hakem oyuncuyu yanına çağırdı: —Böyle sert oynamayı sürdürürsen kır­mızı kart görür ve oyun dışı kalırsın, dedi.
Futbolcu, hakemi sinirli bir biçimde dinledikten sonra:
—Yalnız ben sert oynamıyorum ki! de­di. Ama bundan sonra daha dikkatli oy­nayacağım... 2- Yazı içinde geçen ve art arda yazılan dizele­rin arasına ya uzun çizgi ya da eğik çizgi (/) konur:
Denizi çok seven bu adam ne zaman de­nizden uzakta kalsa Ömer Bedrettin Uşaklı'nın "Deniz Hasreti" adlı şiirini — anımsıyordu: "Nasıl yaşayacağım ey de­niz senden uzak! —Yanıp sönüyor gibi gözlerimde fenerin. —Uyuyor mu li­manda her gece sallanarak —Altından çivilerle çakılmış gemilerin?"
• Noktalı çizginin (.-) kullanıldığı yerleri şöy­le sıralayabiliriz:
1- Bir sıralama ya da tanımlama söz konusu
olduğunda başlık, rakam ya da harften sonra:
Mercanlar.-Denizlerin sığ kesimlerinde biriken iskeletleriyle mercanadaları ve mercan resifleri oluşturan omurgasız hayvanlar.
2- Bir rakamın kesri olmadığını göstermek
için ve özellikle de paraların rakamla gösterilmesi sırasında:
280.-TL, 1.800.-DM
• Tırnak işaretinin (" ") kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Başkasından alınmış bir sözü ya da alıntıyı
belirtmek için:
Ahmet Hamdi Tanpınar "Bir ağacın ölümü, büyük bir mimari eserin kaybı gibi bir şeydir" derken ağacı hem bir canlı, hem de bir yapıt gibi görüyor. Atatürk'ün şu sözünün ne kadar önemli olduğunu bütün dünya anlamış durum­da: "Yurtta sulh, cihanda sulh!"
2- Dikkati çekmek ya da belirgin duruma getirmek için bir sözcük ya da bir terim tırnak
içine alınabilir:
Kıyılarda, yüzme bilmeyenleri uyarmak
için konulan "levhalar" vardı.
Çoğu kimse otomobile kısaca "oto" der,
geçer.
3- Yapıt ya da kurum adları tırnak içinde gösterilebilir:
Geçen gün Hüseyin Rahmi'nin "İki Hö­düğün Seyahati"ni okudum; ne hoş ro-manmış!
Cihat Burak'ın "Akvaryum ile Kedi" adlı resmindeki kedinin kavanozdaki balıklara nasıl baktığını anımsar mısın? Ülkemizde hayır ve yardım amacıyla kurulan ilk derneklerden biri de "Do­nanma Cemiyeti"dir.
4- Sıralamalarda ya da çizelgelerde alt satırda
yinelenen sözcükler yerine "denden" diye de
adlandırılan tırnak işareti konur:
Ocak ayı geliri Şubat " Mart "
Yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi tır­nak içine alınan cümle ya da alıntılarda nokta­lama işaretlerini kullanma açısından bazı özellikler söz konusudur. Tırnak içindeki cümle eğer ayrı bir cümle olarak kalıyorsa, bu cümlenin sonundaki noktalama işareti aynen kullanılır. Tırnak içindeki cümle eğer içinde bulunduğu cümlenin bir öğesi durumundaysa, aslında bulunan noktalama işareti konmaya­bilir.
Bir sözcüğü ya da terimi belirgin kılma, bir yapıt ya da kurum adı belirtme amacıyla tır­nak işareti yerine sözcükler siyah ya da italik olarak da gösterilebilir.
• Tek tırnak işaretinin (' ') kullanıldığı yer: Tırnak içinde gösterilmiş bir alıntıda başka
bir alıntı tek tırnak işaretiyle belirtilir:
"Televizyonda konuşan hekim 'Diş sağ­lığı çok önemlidir' deyince benim de ak­lıma dişlerimi fırçalamak geldi."
• Ayraç ya da parantezin ( ( ) ) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Cümle içinde bir sözcüğün anlamdaşını, yabancı dildeki karşılığını, eskiden kullanılan
karşılığını vermek için:
Çamaşırları ağartmak (beyazlatmak) için kullanılan çamaşır suları vardır. Bir ülkenin iktisadi (ekonomik) yaşa­mında (hayatında) dışsatım (ihracat) ve dışalım (ithalat) büyük önem taşır. Hoşgörü (tolerans) insanlar arasında ça­buk iletişim kurulmasını da sağlar.
2- Cümle içinde bazı ayrıntılar, açıklayıcı bilgiler iki kısa çizgi arasında belirtildiği gibi ay­raç içinde de verilebilir:
Yemyeşil kırlarda taylar (at yavrularına tay dendiğini biliyorsunuz) oradan ora­ya koşturup duruyorlardı. 3- Sıralama ve döküm söz konusu olduğunda rakam ya da harften sonra kapama ayracı kul­lanılabilir:
1) ... 2) ... 3) ... A) ... B) ... C) ...
• Köşeli ayraç ya da köşeli parantezin ( [ ] ) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Ayraç içindeki açıklamanın içinde yeni bir
açıklama gerektiğinde:
Müzik aletleri seslerinin elde ediliş bi­çimlerine (vurmalı çalgılar, üflemeli [nefesli] çalgılar, yaylı çalgılar, mızraplı çalgılar) göre bölümlere ayrılır.
2- Cümleden ayrı bir açıklama ya da bilgiyi
göstermek için:
Ahmed Haşim konusunda daha önce verilen bilgiler bu şairin sanat anlayışına ışık tutmuştu.
• Eğik çizginin (/) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Tarih atarken gün, ay, yıl gösteren rakam
ya da sözcüklerin arasına:
14/Kasım/1940, 10/Eylül/1967, 21/Ara-hk/1970
2- Yazı içinde geçen ve art arda yazılan dizelerin arasına uzun çizgi (—) konduğu gibi eğik
çizgi de konabilir:
"Karnın yardım kazmayınan belinen/ Yüzün yırttım tırnağınan elinen/Yine beni karşıladı gülünen/Benim sadık ya­rim kara topraktır" diyen Âşık Veysel toprağı insanın en yakın, en vefalı dostu olarak görüyor.
• Sayfayı çeviriniz işaretinin ya da yazının sürdüğünü belirten işaretin (./ yada ./.) kul­lanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1-El yazısı ya da makineyle yazılmış yazılarda sayfanın sağ alt köşesine konarak yazının bit­mediğini, sürdüğünü belirtmek için.
2-Dizeleri beyit, dörtlü, beşli gibi belli sayı­larda kümelenmiş şiirlerde sayfa çevirmek ge­rekse bile dizelerin kümelenişi bilindiği için okumayı sürdürmek kolaydır. Ama art arda sıralanan dizelerden oluşan şiirlerde, belirli yerde ara verilmeyen durumlarda şiirin sürdü­ğünü belirtmek gerektiğinde bu işaret kulla­nılır.
• Dipnot ya da yıldız işaretinin (*) kullanıldı­ğı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1-Bir açıklama ya da bilgi verme söz konusu olduğunda ilgili sözcüğün sağ üst köşesine ko­nur. Dipnot ile ilgili açıklama kitabın düzeni­ne göre ya aynı sayfanın altında ya bölümün ya da kitabın sonunda yer alır. Bölüm sonun­da ya da kitabın sonunda yer alan açıklamalar için, karışıklığı önlemek amacıyla yıldız yeri­ne rakam kullanılır.
2-Bazı ansiklopedi, sözlük ya da kitaplarda sözcüklerin aynı yapıt içinde açıklamalı ola­rak yer aldığını belirtmek için "yıldız ile işa­retlenmiş sözcüğe bakabilirsiniz" anlamında:
Cemil Topuzlu* hem asker hekim, hem de belediyeci olarak ülkemize çok hiz­met etti.
Haritalarda ölçek* kullanılır.
•Paragraf işareti ya da çengel (§) bir yazıda paragraf, bölüm başlarını belirtmek için kul­lanılır. Bazı durumlarda aralara da konur.
•Üç yıldız işareti (***) bir yazıda bir bölüm bitip konu değiştiği zaman bölümler arasına konur. Sıra noktaların (....) kullanıldığı yerle­ri şöyle sıralayabiliriz:
1-Bir konuyu bölümlere ayırmak için.
2-Yazılı bir anlatımda iki olay ya da durum arasında zaman geçtiğini belirtmek için.
3-Çeşitli nedenlerle söylenemeyen, bilinme­yen, karışık ya da silik metinlerin temize çeki­mi sırasında okunamayan sözcüklerin yerine:
Çok yemek yiyince midesini bozdu ve .... sonunda.
Adam .... denen aygıtı eline aldı. Kazılardan elde edilen yazıtların çoğu "Ey gök tanrısı" ve "Ey .... tanrısı" diye başlıyordu.
4- Bir metinden alıntı yapıldığında bazı nedenlerle alınmayan, atlanan cümleler olduğunu göstermek için.Noktalama işaretleri belli kurallara göre kullanılmakla birlikte her yazar bu işaretleri kendi anlayışına göre de kullanabilir. Şiirde noktalama işaretlerini hiç kullanmayan şairler vardır. Roman ve öyküde kullanılmakta olan ve "bilinç akışı" adı verilen anlatım tekniğin de de noktalama işaretlerinin hiç yer almadı ya da çok az kullanıldığı görülmektedir. İnsa­nın düşündüklerini, aklından geçenleri oldu­ğu gibi yazıya dökmek isteyen yazarlar bu tür bir anlatıma başvururlar. Yine de yazılı anla­tımda noktalama işaretlerinin anlatıma sağla­dığı yararları göz önünde tutarak bu işaretleri kurallara uygun bir biçimde kullanmak ge­rekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder