30.12.2010

Birlikte İbadet Etmek Aileyi Güçlendirir

Birlikte İbadet Etmek Aileyi Güçlendirir




Eşlerarasındaki ortak alanları artırmak, yeni paylaşım anları oluşturmakevlilikte bağlılığı ve muhabbeti pekiştiren önemli etkenlerden.Karı-kocanın ortak beğeni sahibi olması, hayata aynı gözle bakabilmesi,uyumlu olabilmesi bu anlamda çok önemli. Ne var ki hiçbir çiftin birebir aynı şeylerden hoşlanması, her zaman birlikte aynı faaliyetleriyapması mümkün değil. Fakat güzel bir kulluk içinde, ibadetlerlesüslenmiş bir yaşamı kendilerine gaye edinen çiftler son derece hayırlıbir noktada birleşiyor. Dünya ve ahiret kazancı adına belki de en üstüngüzelliklere böylece ulaşmış oluyor.


İki dünya saadetineulaşma hedefi ile kurulan evliliklerde eşler birbirlerine her konudadestek vermeye çalışırlar. Dünya işlerinde olduğu gibi ahiret sermayesiolan ibadetler konusunda da birbirinin destekçisi olan karı-koca mutlu,huzurlu ve sevgi dolu bir evliliği daha çabuk elde etme fırsatına sahipolur. Zira ibadetlerdeki ruhu ve kalbi besleyici manevi güç, insantabiatındaki kötü huyları törpüler. Kötülüğe sevk eden nefis ve şeytanakarşı panzehir, Allah’a yakınlaştırıcı bir güç olur.


EFENDİMİZ (S.A.V) EŞLERİYLE İBADET ZAMANLARINI DA PAYLAŞIRDI

Efendimiz(s.a.v) gecenin bir kısmında Rabbi’ne ibadet eder, zaman zamanhanımlarını da ibadete davet ederdi. Gecenin sonuna doğru hanımınıuyandırır teheccüd namazı kıldırırdı. Ailesini namaza kaldırmaya sonderece önem veren Allah Rasulü (s.a.v) “Gece kalkıp namaz kılan, sonrahanımını uyandıran erkeğe Allah rahmet etsin! Eğer eşi kalkar namazkılarsa ne ala, namaza kalkmamakta diretirse yüzüne hafifçe su serpsin!Gece kalkıp namaz kılan sonra beyini uyandıran hanıma Allah rahmetetsin! Eğer beyi kalkar namaz kılarsa ne ala, namaza kalkmamaktadiretirse yüzüne hafifçe su serpsin!” buyururdu.


Efendimiz’in(s.a.v) gece namazı ile ilgili Hz. Aişe (r.a) şöyle der: “Ben AllahRasulü’nün (s.a.v) yanında uzanıp yatarken o, gece namazı kılardı.Vitir namazı kılacağı zaman beni uyandırır. ‘Ey Aişe kalkıp vitir kıl’buyururdu.” Efendimiz Ramazan’da ve özellikle bu mübarek ayın son ongününde, ailesini teheccüde kaldırmaya ayrı bir önem verirdi.
Buönemi Hz. Aişe (r.a) şu sözlerle ifade eder: “Allah Rasulü (s.a.v)Ramazan’ın son on gününde başka zamanlarda olmadığı kadar çok ibadetederdi.” “Ramazan’ın son on günü girdiğinde geceleri elbiselerini giyer(yatakları kaldırır), gece ibadeti için ailesini uyarırdı.” Efendimiz(s.a.v) yalnız Ramazan ibadetine değil, ibadet sonrası hediyeniteliğinde bulunan bayram sevincine de eşini ortak ederdi. Hanımlarınbayram ibadetine katılmalarını sağlar, bayram sevincini onlarlapaylaşırdı.


Bu güzel sünneti bugün de devam ettiren hakikiAllah dostları şüphesiz aramızda. Ramazan’ın bir kısmında teheccütnamazını erkeklere kıldırırken diğer kısmında ailesine ve salihahanımlara gece namazı kıldıran Peygamber vekili, gerçek alimlere AllahTeala hayırlı uzun ömürler versin.

ÖLÜM AYIRANA DEK DEĞİL EBEDİYEN BİRLİKTE

İbadetyaşamında birbirlerine ayak uydurmak, eşlerin yalnızca bu dünyalarınıilgilendirmiyor. Ahirette birlikte olmayı dileme, birbirlerini yalnızcageçici dünya arkadaşı olarak değil ebedi hayat arkadaşı olarak arzuetme evliliğe, başka hiçbir şeyle kıyaslanamayacak önemli bir misyonyüklüyor. Böylelikle günümüz şartlarında eşine ve her şeye karşıvefasızlığı tercih eden insanımıza olayların gerçek yüzünü gösteriyor.Eşini yalnızca bu dünyada değil ahirette de yanında isteyen bir hayatarkadaşı, onun hastalığında, yaşlılığında, sıkıntılı anlarındavefasızlık gösterip terk etmiyor.

Bütün bu hallerin dünyahayatına mahsus geçici evreler olduğunu bilme şuuruyla dünya hayatındaarkadaşlık ettiği biricik eşini ahirette de yanında görmek istiyor.

Ortakhedef taşımak, birlikte ileriye bakmak, gerçekten “aile” olma bilincineulaşmak beraber yapılan güzel ibadetlerle daha da pekişmiş oluyor. Tümbunlarla beraber eşler “Ölüm ayırana dek değil ebediyen birlikte olma”niyetiyle birbirlerine vefayı vazife biliyor.

İKİ GÖNÜL İBADETLE BİR OLURAllah,kullarının dünya ve ahirette huzurlu olmasını kendisini anmaya vekendisine ibadet etmeye bağlamıştır. Bu itibarla gönüllerin ancakAllah’a yaklaştığı ölçüde huzurlu olabileceğini söylemek mümkündür.Dolayısıyla iki gönlün bir araya gelmesi ile oluşan yuvalarda ibadetinönemi iki kat daha artmaktadır. Bir de buna çocuk eklenince ibadetailenin vazgeçilmezi konumuna gelir.


Bu sebeple ailedecemaatle kılınan namazlar, mukabele usulü ile okunan Kur’an’lar veailece yapılan sohbetlerin manevi yönden aile fertlerine katkısı çokbüyüktür. Böyle yuvalarda huzur ve bereketin bol olacağı, meleklerin oeve misafir olacağı Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) tarafından haberverilmektedir.


Bir evde huzursuzluk ve mutsuzluk çıkıyorsabunun en önemli kaynağı şeytanın kışkırtmaları ve insan nefsininkötülüğe meylidir. Bu noktada ibadetler kalbimizi, gönlümüzü kısacasıbizi kötülüklerden koruyan kalkan gibidir. Örneğin, “Evlerinizikabirlere çevirmeyiniz. Şüphesiz şeytan, içinde Bakara suresi okunanevden kaçar” buyuruyor Allah Rasulü (s.a.v).
(Müslim, Tirmizi)

Kur’an’ısamimi bir şekilde okumak, onun nuru ile aydınlanmak kişiyi nefsinekarşı tedbirli olmaya sevk eder. Kur’an’ın her bir harfine karşılıkalınan ecir de bir başka güzellik. Sonuç olarak böyle bir evinsakinleri Allah’ın izni ile iki dünya saadetine yelken açmış olur. Ailebireyleri arasındaki bu ilahi güzellik onları çepeçevre kuşatır.

ÇOCUKLARIN MANEVİ GELİŞİMLERİNE KATKI SAĞLAR

Eşlerinbirlikte ibadet yapması, çocuğun manevi dünyasında da önemli etkileresahiptir. her şeyden önce çocuğun ibadet eden anne babayı modelalmasını sağlar, yapılan ibadetleri benimsemesini kolaylaştırır.Böylece aileler çocuğa kazandırmak istedikleri ibadet ve manevideğerler eğitimini daha kolay verebilecekledir. Anne babasından küçükyaşta bu ibadet paylaşımını gören çocuğun hafızasına bu bilgiler taşakazınmış gibi kalıcı olur.

Çocuklar sözden çok müşahedeettikleri davranışlardan etkilenirler. Bu sebeple dinin yaşandığı biraile ortamında yetişen çocuk daha doğumundan itibaren ibadetlerletanışmış olur. Anne babanın yaptığı her şeyi belleğine kaydeder.Eşlerin ibadetler noktasında sergiledikleri doğru ve paylaşımcı tutumçocuklarda ibadetlere karşı içten bir sevgi meydana getirir. Böylecebüyüklerini taklit ederek onların yaptıklarını yapmaya çalışırçocuklar.

Eşlerin ibadetlerindeki paylaşımlarının aileye huzurve mutluluk kaynağı olarak geri döneceği unutulmamalıdır. Çünkü ibadetkonusunda birbirini destekleyen ve teşvik eden eşler, Allah’a (c.c) iyibir kul, Rasulullah’a (s.a.v) güzel bir ümmet, eşinin iki dünyadakazançlı olması için çabalayan samimi bir dost; çocuklarına iyi biranne ve baba olurlar.

NE MUTLU O KİŞİYE Kİ EŞİNİN DİNDARLIĞINI TAKLİT EDERKadınlarınve erkeklerin din ve diyanette birbirlerine destekçi ve arkadaş olmasıkonusunda Bediüzzaman Said Nursi’nin de (k.s) önemli bir sözübulunuyor: “Şer’an koca, karıya küfüv olmalı, yani, birbirine münasipolmalı. Bu küfüv ve denk olmanın en mühimi, diyanet noktasındadır. Nemutlu o kocaya ki, kadınının diyanetine bakıp taklit eder; refikasınıebedi hayatta da kaybetmemek için mütedeyyin (dindar) olur. Bahtiyardıro kadın ki, kocasının diyanetine bakıp ‘Ebedi arkadaşımı kaybetmeyeyim’diye takvaya girer.

Veyl (yazıklar olsun) o erkeğe ki, salihakadınını ebedi kaybettirecek olan sefahete (çirkin yaşantıya) girer. Nebedbahttır o kadın ki, müttaki (takva sahibi) kocasını taklit etmez, omübarek ebedi arkadaşını kaybeder. Binler veyl (yazık) o iki bedbahtzevc ve zevceye ki, birbirinin fıskını (büyük günahlarını) vesefahatini taklit ediyorlar, birbirlerinin ateşe atılmasında yardımediyorlar.”

BİRLİKTE NELER YAPILABİLİR?

Birliktenamaz kılmak, oruç tutmak, gece ibadeti yapmak vs. ortak ibadetlerdensayılsa da ibadet sevabı kazandıran diğer bazı hayırlı işler eşleresadece psikolojik ve manevi tatmin sağlamakla kalmıyor sosyal vebireysel anlamda nice kazanımlara vesile oluyor.
Allah rızası için yapılan her hayırlı amelin ibadet olduğunu biliyoruz. Bu bağlamda;
• Ailece hayır kurumlarını ziyaret edip iyilikte bulunma,
• Güzel bir niyet ile akrabalarını ziyaret etme ve onlara elinden gelen iyiliği yapabilme,
• Birlikte Allah için misafir ağırlama,
• Birlikte Allah dostlarını ziyaret etme,
• Birlikte hacca veya umreye gitme,
• Birlikte Kur’an-ı Kerim okuma,
• Birlikte hayırlı işler ve hizmetler yapma,
• Birlikte komşusunu ziyaret etme, onlara iyilikte bulunma…
Bunlar gibi nice hayırlı işler, eşlerin birbirlerine ve çevrelerine olan olumlu duygularını pekiştirir.
Toplum içerisinde ve sosyal alanda da eş olmanın bilincini, birlikteliğin mutluluğunu tekrar tekrar yaşatır.

AHİRETTE DE BİRLİKTE OLMA HEDEFİ
SemraHanım, eşi Hasan Bey’in işleri sebebi ile ailesine pek vakitayıramadığından şikayet eder. Fikriye Hanım ise kendi eşinin de HasanBey’le aynı işte çalışmasına rağmen böyle bir sıkıntı yaşamadıklarınıdile getirir. Bunun sırrını ise şöyle anlatır:



“Evetbelki eşimin işleri sebebi ile sosyal aktivitelerimiz biraz sınırlıolabilir ama bu bizim evliliğimizdeki paylaşımımızı etkileyen birbahane değil. Çünkü eşim işten geldikten sonra ailece yapabileceğimizibadetlerimiz ve sohbetlerimiz var. Namazlarımızı cemaatle kılmayadikkat ediyoruz. Kur’an okumaları, sohbetler vs. ailemizde müthiş birmanevi güç oluşturuyor. Mutluluğumuz ve huzurumuzda birlikte yaptığımızibadetlerimizin büyük katkısı oldu. Çocuklarım da ailemizdeki bupaylaşımdan son derece memnun. Onların manevi eğitimlerinde çok olumluetkisinin olduğunu gördük. Evliliğimiz manevi bir temel üzerinde banadaha çok güven veriyor. İbadetlerimizi ailece yapmaya özengösterdiğimizden beri aileme, eşime sevgim daha da arttı. Ahirethayatında da birlikte olma düşüncesi bizi daha güzel davranışlara sevketti. Ailemdeki ibadetler konusundaki destek ve paylaşım beraberindefarklı konularda bile inanılmaz bir birliktelik şuurunun oluşmasınakatkı sağladı. Biz bu dünyada birlikte olduğumuz gibi eşimle ahirettede birlikte olma hedefi ile ibadet konusunda birbirimize destek olmayadevam edeceğiz…”

                                                                                                                               alıntıdır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder